Nevevi'nin 40 Hadisi (Almanca)

İslam'a içten bir bakış

2 Minuten, 41 Sekunden

Nevevi'nin 40 Hadisi (Almanca)

İslam ve Müslümanlar hakkında çok şey tartışıldığı ve kötü konuşulduğu bir dönemde, Verlag der Weltreligionen tarafından yakın zamanda yayınlanan „al-Nawawi: Das Buch der Vierzig Hadithe“ adlı eseri okumak iyi gelmektedir.

Alman yayınevi Suhrkamp/Insel'in, detaylı yorumlu ve yeni çevrilmiş temel din metinleri yayınlayarak, her bir dini gelenek için bir iç bakış sağlamak için verdiği karar sayesinde, İslam'ın da iç bakışı elde edilebilmektedir.

Ancak İslam dinine dair yayınlar eksik değildir, özellikle İslam'ın güncel siyasi konularla daha fazla ilişkilendirilmesiyle birlikte. Bu nedenle, Kölner İslam bilimcisi Marco Schöller'in çevirdiği ve yayınladığı bu eserin neler yenilikler getirdiği sorusu ortaya çıkar.

Bunun için öncelikle, çok sayıda yayının olmasına rağmen, İslam'ın temel metinlerinin çevirileri genellikle yetersiz olduğu belirtilmelidir. Kolaylıkla iyi bir Kur'an çevirisi bulabilirsiniz, ancak İslam'ın ikinci kaynağı olan Hadislerde sorun başlamaktadır. Çünkü İslam, Hadisler olmadan düşünülemez, ancak çeviriler genellikle sadece İslam'ın iç bakışını yansıtmakta ve bu nedenle daha çok Almanca konuşan Müslümanlara yöneliktir. Bu iç bakışla, Müslüman olmayan okuyucu pek bir şey anlayamaz ve daha çok korkutulur. Geniş anlamda, bu, Almanya'da İslam ve onun öğretilerinin kamusal algısında bir sorundur. Diğer yandan, akademik yayınlar da var, bu yayınlar konularının birincil kaynaklarına dayanmaktadır. Ancak bu yayınların büyük eksikliği, kaynak metinlerinden yola çıkmak yerine, İslam geleneğinin çeşitli görüşlerinden birini seçip yorumlamaktadır.

Marco Schöller, yayınladığı, filolojik dikkat ve kesinlikle dolu ve bu şekilde eşsiz olan bu kitapla, İslam'ın iç bakışının nasıl sağlanabileceğini göstermektedir, bunu yaparken polemikte sıkışmaz ve eleştirel konuları (ancak İslam'ın kendi kavramı içinde) atlamaz. Bunu da ağır teolojik tartışmalar yerine, Kur'an ve Sunna'nın sürekli ilişkisi ve Müslüman toplumun günlük dinlilik kavramının gerçekçi ve günlüksever bir şekilde sunarak yapar. Bu yaşam yakınlığı, bir Hadis'i oluşturur.

Şam'lı İmam al-Nawawi'nin (1233-1277) "Kitâb al-Arab'în" adlı eseriyle ve onunla birlikte Kırklı Hadisler türünün zirvesine ulaşmasıyla, iyi bir seçim yapılmıştır. Çünkü al-Nawawi'ye göre, "bu kırk Hadis, tüm belirtilen konuları tamamen kapsar ve her bir Hadis, dinin bir temel taşıdır. Bu Hadislerden her biri hakkında alimler, onun İslam'ın merkezi veya yarısını veya üçte birini veya benzeri bir şeyi içerdiğini söylemişlerdir." (S. 11) Al-Nawawi, bu iddiaya da hak vermektedir, çünkü seçilen Hadisler, niyet, kader, "iyilik" vermek, utanç, zarar verme ve onu telafi etme, yemin etme vb. konuları işlemektedir, bu Hadislerden çok sayıda anlaşılmaz düzenlemeler türetilebilir.

Hadislerin çevirisine, al-Nawawi'nin yorumu, onun çağdaşı Kahireli Ibn Daqîq al-‘Îd'in yorumu ve Schöller'in yer yorumu eklenmiştir, böylece Allah'ın Resulü'nün sözlerinin zenginliği ve genişliği anlaşılmaktadır. Örneğin, "… Ben size neyi yasakladıysam ondan sakının! Size ne emrettiysem o kadarınız yapın! Sizden öncekilerin mahvolmasının sebebi, onların çok sayıda soru sormaları ve peygamberlere karşı gelmeleriydi." (H. 9, S. 90) gibi temel olarak açık bir Hadis'in alimler arasında ne kadar canlı tartışmalara yol açtığını veya "Din, iyilik öğüdüdür…" (H. 7, S. 77) gibi Hadis'te "Nasîha" (iyilik öğüdü) kavramının ne kadar büyük dini ve sosyal öneme sahip olduğunu okuyabilirsiniz.

Bu yorumların ve notların bolluğunun tek dezavantajı, aksi halde çok okunaklı bir metnin okuma akışının zarar görmesidir. Al-Nawawi ve Ibn Daqîq al-‘Îd'in çevirileri ve yorumları hala oldukça akıcıdır, ancak Schöller'in yer yorumunda çok sayıda ipucu ve detay, okuma zorluğu yaratır ve atlanır. Çeviride bazı yerlerde, orijinal bir İslam teriminin kullanımının, ilgili açıklama ile birlikte asıl anlamı daha iyi ifade edip edemeyeceği ve daha etkili olup olmayacağı sorusu da tartışılabilir. Örneğin, "dhikr" yerine "Allah'ı anmak", "tasdîq" yerine "doğrulamak" veya "’ibâda" yerine "Allah'a hizmet etmek" gibi terimler kullanılabilirdi.

Önceki Sonraki